CAN

Türkçedeki ‘’-ebilmek, - abilmek’’ eklerinin İngilizcede karşılığı ‘’can’’ yardımcı fiilidir. ‘’can’’ cümlede yalın halde bulunan fiilin önünde yer alır. Özne ister tekil ister çoğul olsun ‘’can’’ ve ‘’fiil’’ daima aynı şekilde kalır.

I can run. (ay ken ran) : Ben koşabilirim.

You can go. (yu: ken gou) : Siz gidebilirsiniz.

He can read. (hi: ken ri:d) : O (erkek) okuyabilir.

They can help. (dey ken help) : Onlar yardım edebilir.

 

Doris can speak English. ('doris ken spi:k ingliş) : Doris İngilizce konuşabilir.

Amy can learn Turkish. ('eymi ken lö:n ‘tö:kiş) : Amy Türkçe öğrenebilir.

We can help him. (wi: ken help him) : Biz ona (erkek) yardım edebiliriz.

I can eat the sandwich. (ay ken i:t dı: ‘senwiç) : Ben sandviç yiyebilirim.

The man can go there. (dı: men ken gou deı) : Adam oraya gidebilir.

 

‘’can’’ yardımcı fiili ile kurulan bir cümleyi olumsuz yapmak için ‘’can’’ den sonra ‘’not’’ getirmek yeterlidir.  Ancak ‘’can’’ ile ‘’not’’ bitişik yazılmalıdır. Bu ‘’can’’ e özgü bir durumdur. ‘’can’’ aynı zamanda ‘’not’’ ile birleşir ‘’can’t’’ diye yazılır (ka:nt) diye okunur.

cannot (‘kenıt veya kenot)

 

You can’t smoke . (yu: ka:nt smouk) : Siz (sigara vb.) içemezsiniz.

The boy can’t shut the window. (dı: boy ka:nt şat dı: ‘windou) : Erkek çocuk pencereyi kapatamaz.

Alex can’t go to the cinema on Friday. (‘eliks ka:nt gou tu dı: ‘sinımı on ‘fraydi) : Alex Cuma günü sinemaya gidemez.

Doris can’t take it. ('doris ka:nt teyk it) : Doris onu alamaz.

They cannot learn German. (dey ‘kenıt lö:n ‘cö:mın) : Onlar Almanca öğrenemez.

We can’t play in the house. (wi: ka:nt pley in dı: haus) : Biz evde oynayamayız.

 

‘’can’’ ile yapılmış cümleleri soru cümlesi yapmak için ‘’can’’ cümlenin başına alınır.

Can I eat the sandwich? (ken ay i:t dı: ‘senwiç) : Ben sandviç yiyebilir miyim?

Can we play in the house? (ken wi: pley in dı: haus) : Biz evde oynayabilir miyiz?

Can Doris speak English? (ken 'doris spi:k ingliş) : Doris İngilizce konuşabilir mi?

Can Brad take it? (ken bred teyk it) : Brad onu alabilir mi?

 

BU DERSTE GEÇEN SÖZCÜKLER

boy (boy) : erkek çocuk

can (ken) : -ebilmek, -ebilmek

can’t (ka:nt) : -ebilmemek, -abilmemek

cannot (‘kenıt veya kenot) : -ebilmemek, -abilmemek

cinema (‘sinımı) : sinema

English (ingliş) : İngiliz, İngilizce

Friday (‘fraydi) : Cuma

German (‘cö:mın) : Alman, Almanca

he (hi:) : o (erkek)

him (him) : onu, ona (erkekler için)

house (haus) : ev

I (ay) : ben

in (in) : içinde, içine, -de, -da

it (it) : o / onu, ona (cansız ve hayvanlar için)

man (men) : adam

on (on) : üstünde, üzerinde, -de, de

sandwich (‘senwiç) : sandviç

smoke (smouk) : sigara vb. içmek

the (dı:) : Türkçe çevirisi yoktur. Önüne geldiği ismin belirli, bilinen olduğunu gösterir.

there (deı) : orada, oraya

they (dey) : onlar

Turkish (‘tö:kiş)

to (tu) : -ye, -ya

to eat (tu i:t) : yemek

to help (tu help) : yardım etmek

to go (tu gou) : gitmek

to learn (tu lö:n) : öğrenmek

to play (tu pley) : oynamak

to read (tu ri:d) : okumak

to run (tu ran) : koşmak

to shut (tu şat) : kapatmak

to speak (tu spi:k) : konuşmak

to take (tu teyk) : almak

we (wi:) : biz

window (‘windou) : pencere

you (yu:) : sen, siz

 

İNGİLİZCEDE ÇOK KULLANILAN DEYİŞLER – 4

 

How’s life? (hauz layf) : Ne var, ne yok?

How’s it going? (hauz it gouing) : Nasıl gidiyor?

Not bad. (not bed) : Fena değil.

I am fine. (ay em fayn) : İyiyim.

See you. (si: yu:) : Görüşürüz.

See you later. (si: yu: leytı) : Sonra görüşürüz.

Bye bye. (‘bay ‘bay) : Bay bay.

Good bye. (gud ‘bay) : Güle güle.

Come again soon. (kam ı’gen su:n) : Yine buyurun.

 

ALIŞTIRMA SORULARI - 40

 

1. ‘’Bugünlerde uyuyamıyorum.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) I can speak this day.

B) I can sleep these days.

C) I can speak these days.

D) I can’t sleep these days.

E) I can’t speak these years.

 

2. ‘’Pazar günü gelemeyiz.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) We cannot come on Saturday.

B) We cannot come on Sunday.

C) They cannot come on Saturday.

D) They cannot come on Saturday.

E) We cannot come on Wednesday.

 

3. ‘’Siz İngilizce konuşabilir misiniz?’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Can you speak English?

B) Can you speaks English?

C) Can I speak English?

D) Can I speaks English?

E) Can you speak French?

 

4. ‘’Carol can clean the table.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Carol sırayı temizleyebilir.

B) Carol masayı temizleyebilir.

C) Carol sırayı itebilir.

D) Carol sırayı çekebilir.

E) Carol sırayı atabilir.

 

5. ‘’Size yardım edebilir miyim?’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Can you come with me?

B) Can you go with her?

C) Can you help me?

D) Can I help you?

E) Can I help him?

 

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  39' un cevapları:

1.

 

2. ‘’İzmir, Türkiye’nin batısındadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi ‘’Izmir is in the west of Turkey.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: C

 

3. ‘’Hakkari, doğudadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi ‘’Hakkari is in the east.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: B

 

4. ‘’Camii sağdadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi ‘’The mosque is on the right.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: B

 

5. ‘’The station is on David’s right.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi ‘’İstasyon David’in sağındadır.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: E

YÖNLER

İngilizcede ‘’kuzey,  güney,  doğu,  batı’’ sözcüklerinin yazılışı ve okunuşu aşağıda gösterilmiştir.

north (no:t) : kuzey

south (saut) : güney

east (i:st) : doğu

west (west) : batı

 

İngilizcede ‘’kuzeyde,  güneyde, doğuda, batıda’’ gibi sözler ‘’in’’ edatı kullanılarak yapılır.

in the north (in dı: no:t) : kuzeyde

in the south (in dı: saut) : güneyde

in the east (in dı: i:st) : doğuda

in the west (in dı: west) : batıda

 

Aydın is in the west. (Aydın iz in dı: west) : Aydın batıdadır.

Erzurum is in the east. (Erzurum iz in dı: i:st) : Erzurum doğudadır.

Antalya is in the south. (Antalya iz in dı: saut) : Antalya güneydedir.

Giresun is in the north. (Giresun iz in dı: no:t) : Giresun kuzeydedir.

Is Rize in the north? (iz Rize in dı: no:t) : Rize kuzeyde midir?

Hakkari isn’t in the west. (Hakkari izınt in dı: west) : Hakkari batıda değildir.

Are there big cities in the south? (a: deı big ‘sitiz in dı: saut) : Güneyde büyük şehirler var mıdır?

 

‘’-nın’’ anlamına geldiğini bildiğimiz ‘’of’’ sözcüğü yönlerle birlikte kullanıldığı zaman ‘’-nın kuzeyinde,  -nın güneyinde…’’ gibi anlamlar verir.

north (no:t) : kuzey

in the north (in dı: no:t) : kuzeyde

in the north of … (in dı: no:t ov …) : ….-nın kuzeyinde

in the north of Turkey. (in dı: no:t ov ‘tö:ki) : Türkiye’nin kuzeyinde

 

Zonguldak is in the north of Turkey. (Zonguldak iz in dı: no:t ov ‘tö:ki) : Zonguldak Türkiye’nin kuzeyindedir.

Izmir is in the west of Turkey. (İzmir iz in dı: west ov ‘tö:ki) : İzmir Türkiye’nin batısındadır.

Hakkari is in the east of Turkey. (Hakkari iz in dı: i:st ov ‘tö:ki) : Hakkari Türkiye’nin doğusundadır.

Mersin is in the south of Turkey. (Mersin iz in dı: saut ov ‘tö:ki) : Mersin Türkiye’nin güneyindedir.

 

‘’sağ’’ ve ‘’sol’’ yönlerinin İngilizce yazılış ve okunuşları aşağıda gösterilmiştir.

right (rayt) : sağ

left (left) : sol

 

‘’sağda’’ , ‘’solda’’ sözlerini İngilizce ifade etmek istediğimizde ‘’on’’ edatını kullanırız.

on the right (on dı: rayt) : sağda

on the left (on dı: left) : solda

 

The mosque is on the right. (dı: mosk iz on dı: rayt) : Cami sağdadır.

The church is on the left. (dı: çöç iz on dı: left) : Kilise soldadır.

There is a synagogue on the right. (deı iz ı ‘sinıgog on dı: rayt) : Sağda bir sinagog var.

 

İyelik sıfatları ve ‘’-s’’ takısı almış isimler ‘’on the right/left’’ sözcükleriyle aşağıdaki gibi kullanılır.

right (rayt) : sağ

on the right (on dı: rayt) : sağda

on my right (on may rayt) : benim sağımda

 

on her left (on hö: left) : onun (bayan) solunda

on their left (on deı left) : onların solunda

on his right (on hiz rayt) : onun (erkek) sağında

on David’s left (on Deyvids left) : David’in solunda

 

The hospital is on the right of the hotel. (dı: ‘hospitıl iz on dı: rayt ov dı: hou’tel) : Hastane otelin sağındadır.

The small car is in the left of the bus. (dı: smo:l ka: iz in dı: left ov dı: bas) : Küçük araba otobüsün solundadır.

There some pictures on the right of the vase. (deı sam ‘pikçız on dı: rayt ov dı: va:z) : Vazonun sağında birkaç resim var.

There is a basket on the left of the wall. (deı iz ı ‘ba:skit on dı: left ov dı: wo:l) : Duvarın solunda bir sepet var.

 

BU DERSTE GEÇEN SÖZCÜKLER

a (ı) : herhangi bir

basket (‘ba:skit) : sepet

bus (bas) : otobüs

car (ka:) : araba, otomobil

church (çöç) : kilise

cities (‘sitiz) : şehirler (city sözcüğünün çoğulu)

east (i:st) : doğu

her (hö:) : onun (bayan)

his (hiz) : onun (erkek)

hospital (‘hospitıl) : hastane

hotel (hou’tel) : otel

in (in) : içinde, içine, -de, -da

is (iz) : -dır, -dir, -dur, -dür

isn’t (izınt) : değildir

left (left) : sol

mosque (mosk) : camii

my (may) : benim

north (no:t) : kuzey

of (ov) : -nın

on (on) : üstünde, üzerinde, -de, -da

picture (‘pikçı) : resim

right (rayt) : sağ

small (smo:l) : küçük

some (sam) : birkaç, biraz

south (saut) : güney

synagogue (‘sinıgog) : sinagog

the (dı:) : Türkçe çevirisi yoktur. Önüne geldiği ismin belirli, bilinen olduğunu gösterir.

their (deı) : onların

there is (deı iz) : vardır, bulunur

Turkey (‘tö:ki) : Türkiye

vase (va:z) : vazo

wall (wo:l) : duvar

west (west) : batı

 

ALIŞTIRMA SORULARI – 39

 

1. Aşağıdaki pusulada noktalı yerlere yön isimlerinin İngilizce yazınız.

 

2. ‘’İzmir, Türkiye’nin batısındadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Izmir is in the north of Turkey.

B) Izmir is in the south of Turkey.

C) Izmir is in the west of Turkey.

D) Izmir is in the east of Turkey.

E) Izmir isn’t  in the south of Turkey.

 

3. ‘’Hakkari, doğudadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Hakkari is in the south.

B) Hakkari is in the east.

C) Hakkari is in the west.

D) Hakkari is in the norht.

E) Hakkari isn’t in the south.

 

4. ‘’Camii sağdadır.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) The mosque is on the left.

B) The mosque is on the right.

C) The church is on the left.

D) The church is on the right.

E) The synagogue is on the left.

 

5. ‘’The station is on David’s right.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) İstasyon David’in solundadır.

B) İstasyon David’in kuzeyindedir..

C) İstasyon David’in güneyindedir.

D) İstasyon David’in doğusundadır.

E) İstasyon David’in sağındadır.

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  38' in cevapları:

1.

 ‘’-i’’ ve ‘’-e hali’’                                           OKUNUŞU                                      TÜRKÇESİ

   me                                                               (mi:)                                          beni, bana

   you                                                              (yu:)                                          seni, sana

   him                                                              (him)                                         onu, ona (erkek)

   her                                                               (hö:)                                          onu, ona (bayan)

   it                                                                  (it)                                             onu, ona (cansız ve hayvan)

   us                                                                 (as)                                            bizi, bize

  you                                                               (yu:)                                           sizi, size

  them                                                            (dem)                                         onları, onlara

 

2. İyelik sıfatı ile ‘’-i ve -e hali aynı olan zamir ‘’she’’ dir.

 

CEVAP: B

 

3. ‘’Do you like me?’’ cümlesinin Türkçe çevirisi ‘’ Beni sever misin?’’ cümlesidir.

 

CEVAP: C

 

4. ‘’Onlara bir resim göster.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi ‘’Show them a picture.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: B

 

5. ‘’Doris gives us cars.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi ‘’Doris bize arabaları verir.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: B

A LOT OF – MANY – MUCH – SOME – THE

a lot of (ı lot ov)

‘’çok, bir çok’’ anlamına gelir. Sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılır. Ancak çoğunlukla olumlu cümlelerde kullanılır. Kendisinden sonra gelen isim çoğuldur.

David is eating a lot of bananas. ('deyvid iz i:ting ı lot ov bı’na:nız) : David çok muz yiyor.

I read a lot of books. (ay ri:d ı lot ov buks) : Çok kitap okurum.

There are a lot of milk in the glass. (deı a: ı lot ov milk in dı: gla:s) : Bardakta çok süt var.

Amy will drink a lot of water. ('eymi wil drink ı lot ov ‘wo:tı) : Susan çok su içecek.

 

many (meni)

‘’çok, bir çok’’ anlamına gelir. ‘’a lot of’’ dan farkı sadece sayılabilen isimlerle kullanılmasıdır. Genellikle soru ve olumsuz cümlelerde kullanılır. Kendisinden sonra gelen isim çoğuldur.

There aren’t many apples in the plate. (deı a:nt meni ‘epılz in dı: pleyt) : Tabakta çok elma yok.

There aren’t many houses in this street. (deı a:nt meni hauziz in dis stri:t) : Bu caddede çok ev yok.

Are there many books in your bag? (a: deı meni buks in yo: beg) : Çantanızda çok kitap var mı?

Are there many knives on the shelf? (a: deı meni nayvz on dı: şelf) : Rafta çok bıçak var mı?

 

‘’many’’ genellikle olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılır dedik. Bu sözcük olumlu cümlelerde de kullanılabilir. Ancak olumlu cümlede kullanımı çok az tercih edilir.

There are many apples in the plate. (deı a: meni ‘‘epılz in dı: pleyt) : Tabakta çok elma var.

There are many books in your bag. (deı a: meni buks in yo: beg) : Çantanızda çok kitap var.

There are many knives on the shelf. (deı a: meni nayvz on dı: şelf) : Rafta çok bıçak var.

There are many houses in this street. (deı a: meni hauziz in dis stri:t) : Caddede çok ev var.

 

much (maç)

‘’many’’, ‘’a lot of’’ sözcükleri gibi ‘’çok, bir çok’’ anlamına gelir. Bu üç sözcükte aynı anlamdadır. Nasıl ki ‘’many’’, ‘’a lot of’’ sözcüklerinin birbirinden farkı varsa ‘’much’’ sözcüğününde farkı vardır. ‘’much’’ sayılamayan isimlerle kullanılır. Aynı zamanda sadece ‘’olumsuz’’ ve ‘’soru’’ cümlelerinde kullanılır.

Is Edward drinking much tea? (is ‘edwıd drinking maç ti:) : Edward çok çay içiyor mu?

My father isn’t eating much butter. (may ‘fa:dı izınt i:ting maç ‘batı) : Babam çok tereyağı yemiyor.

Is there much coffee in the cup? (iz deı maç 'kofi in dı: kap) : Fincanda çok kahve var mıdır?

 

some (sam)

Sayılabilen isimlerin önüne geldiğinde ‘’birkaç’’ anlamı veren ‘’some’’,  sayılamayan isimlerin önüne geldiğinde ‘’biraz, bir miktar’’ anlamını verir.

Alice is buying some salt. ('elis iz baying sam so:lt) : Alice biraz tuz alıyor.

Benjamin is drinking some milk. ('bencımin iz drinking sam milk) : Benjamin biraz süt içiyor.

There is some tea in the cup. (deı iz sam ti: in dı: kap) : Fincanda biraz çay var.

There is some milk in the glass. (deı iz sam milk in dı: gla:s) : Bardakta biraz süt var.

 

Bu cümleleri olumsuz veya soru yapmak için ‘’some’’ sözcüğünün yerine ‘’any’’ sözcüğü kullanılır.

Is Agatha buying any coffee? (iz ‘egıtı baying ‘eni 'kofi) : Agatha biraz kahve alıyor mu?

Edward isn’t drinking any water. ('edwıd izınt drinking ‘eni ‘wo:tı) : Edward biraz su içmiyor.

Is there any milk in the glass? (iz deı ‘eni milk in dı: gla:s) : Bardakta biraz süt var mı?

There isn’t any tea in the cup. (deı izınt ‘eni ti: in dı: kap) : Fincanda biraz çay yok.

 

the (dı:)

Önüne geldiği ismi belirli, bilinen yapan ‘’the’’ sözcüğü sayılamayan isimlerin önünde  de kullanılabilir.

Carol is buying the sugar. (‘'kerıl iz baying dı: ‘şugı) : Carol şeker alıyor.

Where is the water? (weı iz dı: ‘wo:tı) : Su nerede?

I am eating the butter. (ay em i:ting dı: ‘batı) : Tereyağı yiyorum.

The flour is there. (dı: flauı iz deı) : Un oradadır.

 

BU DERSTE GEÇEN SÖZCÜKLER

a lot of (ı loov) : çok, bir çok

am (em) : -ım, -im, -um, -üm

any (‘eni) : hiç, değil

apple (‘epıl) : elma

are there (a: deı) : var mıdır?

bag (beg) : çanta

banana (bı’na:nı) : muz

book (buk) : kitap

butter (‘batı) : tereyağı

coffee (‘kofi) : kahve

cup (kap) : fincan

father (‘fa:dı) : baba

flour (flauı): un

glass (gla:s) : bardak

house (haus) : ev

I (ay) : ben

in (in) : içinde, içine, -de, da

is (iz) : -dır, -dir, -dur, -dür

isn’t (izınt) : değildir

knives (nayvz) : bıçaklar

many (meni) : çok, bir çok

milk (milk) : süt

much (maç) : çok, bir çok

my (may) : benim

on (on) : üstünde, üzerinde, -de, -da

plate (pleyt) : tabak

salt (so:lt) : tuz

shelf (şelf) : raf

some (sam) : birkaç, biraz, bir miktar

street (stri:t) : cadde

sugar (‘şugı) : şeker

tea (ti:) : çay

the (dı:) : Türkçe çevirisi yoktur. Önüne geldiği ismi belirli, bilinen yapar.

there (deı) : orada, oraya

there are (deı a:) : vardırlar

this (dis) : bu

to eat (tu i:t)

to buy (tu bay) : satın almak

to drink (tu drink) : içmek

to read (tu ri:d) : okumak

to take (tu teyk) : almak

where (weı) : nerede?

will (wil) : -ecek, -acak

water (‘wo:tı) : su

your (yo:) : senin/sizin

 

 ALIŞTIRMA SORULARI – 37

1.

I. ‘’çok, bir çok’’ anlamlarına gelir.

II. Sayılabilen ve sayılamayan isimlerle kullanılır.

III. Çoğunlukla olumlu cümlelerde kullanılır.

Yukarıda özellikleri verilen sözcük aşağıdakilerden hangisidir?

A) much

B) many

C) a lot of

D) some

E) the

 

2. Sayılabilen isimlerin önüne geldiğinde ‘’birkaç’’ anlamı veren, sayılamayan isimlerin önüne geldiğinde ‘’biraz, bir miktar’’ anlamını veren sözcük aşağıdakilerden hangisidir?

A) some

B) many

C) much

D) the

E) a lot of

 

3. Sayılamayan isimlerin önüne gelen, sadece olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılan sözcük aşağıdakilerden hangisidir?

A) many

B) some

C) the

D) much

E) a lot of

 

4. ‘’Is Carol drinking .... coffee?’’ cümlesinde noktalı yere aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?

A) with

B) on

C) in

D) much

E) many

 

5. Aşağıdaki cümlelerde boş bırakılan yere ‘’a lot of, much, many’’ sözcüklerinden uygun olanını/olanlarını yazınız.

My sister isn’t eating ..... butter.

Ther are ..... oranges in the plate.

I read ..... books.

There aren’t ..... houses in this street.

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  36' nın cevapları:

1.

(C) .... a book

(U) .... milk

(U) .... sugar

(C) .... the tree

(U) .... butter

 

2.

Sayılabilen İsimler

a car

a house

the ruler

the ship

an orange

an egg

the chair

 

Sayılamayan İsimler

tea

sugar

water

coffee

milk

salt

flour

 

3.

It is water.

Is there butter on  the table?

This isn’t sugar.

Is that coffee?

 

4. ‘’Clare is eating salt.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi ‘’Clara tuz yiyor.’’ cümlesidir.

 

CEVAP: E

 

5. ‘’Annem süt ve kahve alacak.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi ‘’My mother will buy milk and coffee.’’ cümlesidir.

ŞAHIS ZAMİRLERİNİN ‘’-i ve -e’’ HALLERİ

Sizlerle 10. derste şahıs zamirlerini görmüştük.. Bu dersimizde bu şahıs zamirlerinin ‘’-i’’ ve ‘’-e’’ hallerini göreceğiz. Şimdi öncelikle 10. derste gördüğümüz şahıs zamirlerini hatırlayalım.   

ŞAHIS ZAMİRİ                                             OKUNUŞU                                TÜRKÇESİ

I                                                                     (ay)                                          Ben

You                                                                (yu:)                                         Sen

He                                                                  (hi:)                                 O (erkekler için)

She                                                                (şi:)                                  O (bayanlar için)

It                                                                    (it)                                  O (cansızlar ve hayvanlar için)

We                                                                 (wi:)                                         Biz

You                                                                (yu:)                                         Siz

They                                                              (dey)                                        Onlar

 

Bu zamirlerin ‘’-i ve -e’’ halleri aşağıda gösterilmiştir.

 ‘’-i’’ ve ‘’-e hali’’                                           OKUNUŞU                                      TÜRKÇESİ

   me                                                               (mi:)                                          beni, bana

   you                                                              (yu:)                                          seni, sana

   him                                                              (him)                                         onu, ona (erkek)

   her                                                               (hö:)                                          onu, ona (bayan)

   it                                                                  (it)                                             onu, ona (cansız ve hayvan)

   us                                                                 (as)                                            bizi, bize

  you                                                               (yu:)                                           sizi, size

  them                                                            (dem)                                         onları, onlara

 

Şahıs zamirlerinin ‘’-i ve -e hallleri’’ fiilden sonra gelir.

me (mi:) : beni, bana

to show (tu şou) : göstermek

Show me. (şou mi:) : Göster bana.

 

you (yu:) : seni, sana

to like (tu layk) : sevmek

Do you like her? (du: yu: layk hö:) : Onu (bayan) beğenir misin?

 

Elizabeth is teaching us English. (i'lizıbıt iz ti:çing as ingliş) : Elizabeth bize İngilizce öğretiyor.

Bring it here. (bring it hiı) : Onu (cansız ve hayvan) buraya getir.

They don’t show you the village. (dey dount şou yu: dı: ‘vilic) : Onlar sana köyü göstermez.

I like him. (ay layk him) : Onu (erkek) severim.

The teacher asks them questions. (dı: ‘ti:çı asks dem ‘kwesçınz) : Öğretmen onlara sorular sorar.

 

 

BU DERSTE GEÇEN SÖZCÜKLER

do (du:) : geniş zaman soru sözcüğü

English (ingliş) : İngilizce, İngiliz

he (hi:) : o (erkekler için)

her (hö:) : onu, ona (bayan)

here (hiı) : burada, buraya

him (him) : onu, ona (erkek)

I (ay) : ben

it (it) : o, onu, ona (cansızlar ve hayvanlar için)

me (mi:) : beni, bana

question (‘kwesçın) : soru

she (şi:) : o (bayanlar için)

teacher (‘ti:çı) : öğretmen

the (dı:) : Türkçe çevirisi yoktur. Önüne geldiği ismin belirli, bilinen olduğunu gösterir.

them (dem) : onları, onlara

they (dey) : onlar

to ask (tu ask) : sormak

to bring (tu bring) : vermek

to like (tu layk) : sevmek, beğenmek

to show (tu şou) : göstermek

to teach (tu ti:ç) : öğretmek

us (as) : bizi, bize

village (‘vilic) : köy

we (wi:) : biz

you (yu:) : sen / siz / seni, sana / sizi, size

 

ALIŞTIRMA SORULARI – 38

 

1. Şahıs zamirlerinin ‘’-i ve -e halini’’ yazınız.

 

2. İyelik sıfatı ile ‘’-i ve -e hali’’ aynı olan zamir aşağıdakilerden hangisidir?

A) I

B) he

C) it

D) they

E) we

 

3. ‘’Do you like me?’’ cümlesinin Türkçe çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Onu (bayan) sever misin?

B) Onu (erkek) sever misin?

C) Beni sever misin?

D) Seni sever miyim?

E) Bizi sever misin?

 

4. ‘’Onlara bir resim göster.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Show him a picture.

B) Show them a picture.

C) Show us a picture.

D) Give them a picture.

E) Give her a picture.

 

5. ‘’Doris gives us cars.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Doris bize arabaları gösterir.

B) Doris bize arabaları verir.

C) Doris bana arabaları gösterir.

D) Doris bana arabaları verir.

E) Doris bize arabayı anlatır.

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  37' nin cevapları:

 

1. Özellikleri verilen sözcük ‘’a lot of’’ dur.

 

CEVAP: C

 

2. Sayılabilen isimlerin önüne geldiğinde ‘’birkaç’’ anlamı veren, sayılamayan isimlerin önüne geldiğinde ‘’biraz, bir miktar’’ anlamını veren sözcük ‘’some’’ dır.

 

CEVAP: A

 

3. Sayılamayan isimlerin önüne gelen, sadece olumsuz ve soru cümlelerinde kullanılan sözcük ‘’much’’  tır.

 

CEVAP: D

 

4. ‘’Is Carol drinking .... coffee?’’ cümlesinde noktalı yere ‘’much’’ sözcüğü gelmelidir.

 

CEVAP: D

 

5.

My sister isn’t eating ..... butter. (much)

Ther are ..... oranges in the plate. (a lot of, many)

I read ..... books. (a lot of, many)

There aren’t ..... houses in this street. (many)

SAYILAMAYAN İSİMLER

Sayılması mümkün olan isimlere ‘’sayılabilen isimler’’ denilirken, sayılması mümkün olmayan isimlere ‘’sayılamayan isimler’’ denir. Bu derse kadar diğer derslerde sayılabilen isimleri verdik. (a book, a house, three cars, the student, the teacher, an orange gibi) Görüldüğü gibi sayılabilen isimlerin önünde genellikle the, a, an  veya rakam bulunur.

Bir de sayılması mümkün olmayan şeyler vardır. Bu şeyler genellikle toz veya sıvı haldedir.

Örnekler:

tea (ti:) : çay

sugar (‘şugı) : şeker

water (‘wo:tı) : su

coffee (‘kofi) : kahve

milk (milk) : süt

salt (so:lt) : tuz

flour (flauı) : un

butter (‘batı) : tereyağı

 

Sayılamayan isimlerin önünde ‘’a’’ veya ‘’an’’ asla bulunmaz. Sayılamayan isimlerin önünde bir sonraki derste göreceğimiz ‘’a lot of, much’’ gibi sözcükler gelebilirken aynı zamanda diğer derslerde gördüğümüz, önüne geldiği ismi belirli yapan ‘’the’’ sözcüğü ve birkaç anlamına gelen ‘’some’’ sözcüğü kullanılabilir.

 

countable (‘kauntıbıl) : sayılabilen isim

uncountable (an‘kauntıbıl) : sayılamayan isim

 

Sayılamayan isimlerin cümle içinde kullanışları aşağıda gösterilmiştir.

It is tea. (it iz ti:) : O bir çaydır.

This is sugar. (dis iz ‘şugı) :  Bu bir şekerdir.

That isn’t water. (det izınt ‘wo:tı) : Şu bir sudur.

Is this coffee? (iz dis ‘kofi) : Bu bir kahve midir?

The baby is drinking milk. (dı: ‘beybi iz drinking milk) : Bebek süt içiyor.

Don’t put flour on the table. (dount put flauı on dı: ‘teybıl) : Masanın üstüne un koyma.

Is there butter in the packet? (iz deı ‘batı in dı: ‘pekit) : Pakette tereyağı var mı?

Barbara is buying sugar and salt. ('ba:brı iz baying ‘şugı end so:lt) : Barbara şeker ve tuz satın alıyor.

Alex eats butter. ('eliks i:ts ‘batı) : Alex tereyağı yer.

 

BU DERSTE GEÇEN KELİMELER

and (end) : ve

baby (‘beybi) : bebek

butter (‘batı) : tereyağı

coffee (‘kofi) : kahve

countable (‘kauntıbıl) : sayılabilen isim

don’t (dount) : olumsuz emir

flour (flauı) : un

in (in) : içinde, içine, -de, da

is (iz) : -dır

isn’t (izınt) : değildir

is there? (iz deı) : var mıdır?

it (it) : o (hayvan ve cansızlar için)

milk (milk) : süt

on (on) : üstüne, üstünde, -de, -da

packet (‘pekit) : paket

salt (so:lt) : tuz

sugar (‘şugı) : şeker

table (‘teybıl) : masa

tea (ti:) : çay

that (det) : şu

the (dı:) : Türkçe çevirisi yoktur. Önüne geldiği ismi belirli, bilinen yapar.

this (dis) : bu

to buy (tu: bay) : satın almak

to eat (tu: i:t) : yemek

to drink (tu: drink) : içmek

to put (tu: put) : koymak

uncountable (an‘kauntıbıl) : sayılamayan isim

water (‘wo:tı) : su

ALIŞTIRMA SORULARI – 36

 

1. Aşağıdaki isimlerin önüne sayılabiliyorsa ‘’C’’,  sayılamıyorsa ‘’U’’ yazınız.

.... a book

.... milk

.... sugar

.... the tree

.... butter

 

2. Sayılabilen ve sayılamayan şeylerden İngilizce 7 örnek yazınız.

 

3. Aşağıdaki cümlelerde yer alan hataları düzeltiniz.

It is a water.

Is there a butter on  the table?

This isn’t a sugar.

Is that a coffee?

 

4. ‘’Clare is eating salt.’’ cümlesinin Türkçe çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Clare süt içiyor.

B) Clare un yiyor.

C) Clare şeker yiyor.

D) Clare su içiyor.

E) Clare tuz yiyor.

 

5. ‘’Annem süt ve kahve alacak.’’ cümlesinin İngilizce çevirisi aşağıdakilerden hangisidir?

A) My mother is buying salt and coffee.

B) My mother is buying sugar and coffee.

C) My mother will buy flour and coffee.

D) My mother will buy milk and coffee.

E) My mother buys butter and coffee.

 

 

Önceki Derste Yer Alan ''Alıştırma Soruları -  35' in cevapları:

1.

They go to the cinema … half past eleven. (at)

The roof … the school is high. (of)

He’ll come … Saturday. (on)

The radio … the car is black. (of)

 

2. ‘’John comes there … Monday.’’ cümlesinde noktalı yere ‘’on’’ edatı gelmeliydi.

 

CEVAP: A

 

3. ‘’The key … the door is here.’’ cümlesinde noktalı yere ‘’of’’ edatı gelmelidir.

 

CEVAP: C

 

4. ‘’Clare eats the meal … twelve o’clock.’’ cümlesinde noktalı yere ‘’at’’ edatı gelmeliydi.

 

CEVAP: B

 

5.

(ay ri:d dı: buk on ’tö:zdi)

(dı: ‘reydiou odı: ka: iz ‘blek)

(Rouz wil bay ı beet nayn ı’klok)